"Kıyamet Günü'nü yaklaştıracak başka doğal afetler de var. Yer sarsıntıları yanardağ patlamaları ve gelgit dalgalarının yeryüzünü oluşturan tabakaların hareketinden kaynaklandığı biliniyor. Her biri yüzlerce kilometre kalınlığında ve milyonlarca kilometre kare alanında olan bu tabakaların mil yarlarca yıldır yılda 4 santimetre hızla yer değiştirdikleri saptanmış durumda... Yerkabuğundaki uranyum gibi radyoaktif maddelerin saldıkları enerjiyle hareket eden bu katmanlar dünyanın bildiğimiz coğrafyasını oluşturmuşlar. Birbirleriyle temasa geldiklerinde dağlar ovalar yer çatlakları yer sarsıntıları oluşturmuşlar. Ama bunlar öldürücü de olsalar zarar da verseler dünyanın oluşumunda bir nokta gibi kalmaktadır.
Örneğin yeni bir "Buzul Devri"nin tehlikelerini hiç düşündünüz mü? Kim bilir belki 25.000 yıl sonra gelecek ama buraya kadar sözünü ettiğimiz afetlerden çok daha büyük zararlar verecek... Yerküresinin dönüş ekseni Kuzey Yıldızı'na baktığı için Kuzey yarımkürenin kuzey bölgelerinde yazlar sıcak kışlar soğuk olmakta... Bunun anlamı kuzey ekseninin yaz aylarında güneşe dönük kış aylarındaysa karşı yöne dönük olması... Ama ilginçtir dünyanın güneşe en yakın olduğu mevsim kış en uzak olduğu mevsim de yaz... Milyarlarca yıldır durum böyle... Üstelik çok az değişiyor. Ama kim bilir belki birkaç bin yıl sonra durum öylesine değişmiş olacak ki kışlar daha soğuk yazlar da serin olacak... Yazların serin geçmesi yeni bir Buzul Çağı'nın habercisi olabilir. Kaldı ki bu "serinleşme" yeryüzü tabakalarının temasa geçerek yeni yükseltiler yarattıkları dolayısıyla buzların erimesinin güçleştiği bir döneme rastlayabilir. O zaman da dünyayı bir buz tabakası kaplayıverir.
Hayal sanmayın bunları... Bundan 25.000 yıl öncesi için yapılan hesaplara göre buzullar 35'inci enleme kadar inmişti. Oysa ondan da 15.000 yıl önce buzul-arası dönemde o enlemlerin iklimi tropik altıydı. Kısacası yeryüzünün iklimi elli bin yıllık devrelerle çok büyük değişiklikler geçirmekte...