DaimiForum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

DaimiForum

DaimiForum - Hep daimi tam daimi...
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
En iyi yollayıcılar
ByWithin (489)
gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_lcapgerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Voting_bargerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_rcap 
ByWolf (72)
gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_lcapgerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Voting_bargerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_rcap 
fatalar (46)
gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_lcapgerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Voting_bargerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_rcap 
İzmaritsizHayat (14)
gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_lcapgerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Voting_bargerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_rcap 
ByHindi (3)
gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_lcapgerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Voting_bargerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_rcap 
Twenty (2)
gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_lcapgerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Voting_bargerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Vote_rcap 
Daimi Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
Cuma Ocak 16, 2009 5:50 pm
Cuma Ocak 16, 2009 5:50 pm
Cuma Ocak 16, 2009 5:49 pm
Çarş. Ocak 07, 2009 10:08 am
Çarş. Ara. 31, 2008 9:58 pm

gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
ByWithin
Yönetici
Yönetici
ByWithin
Cinsiyet:
DaimiForum - Mekansızların mekanı
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 15/11/08
Mesaj Sayısı : 489
Mekanı : Mekansız
https://daimiforum.yetkin-forum.com
MesajKonu: gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Icon_minitimeCuma Ara. 12, 2008 6:52 pm

***gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ***
Mimar Sinan'in mektubu:
Birkaç yil once Suleymaniye Camii'nin yikilma tehlikesiyle karsi karsiya
kaldigi anlasilmis. Eğer cozum bulunamazsa koca cami kisa bir zaman içinde
yikilacakmis. Caminin tum tasiyici yuku kemerlerindeymis. Bu kemerlerin
ortalarında bulunan kilit taslari zamanla asinmis. Ama elde yazili bir proje
olmadigi için nasil degistirileceği bilinmiyormus. Hemen Turkiye'nin en
yetkin muhendis ve mimarlarindan olusan bir heyet olusturulmus. Ortaya bir
sürü fikir atilmis. Her kafadan bir ses çikmis ama sonuç alinamamis.
Tartismalar surerken caminin içinde büyük bir karmasa suruyormus. Ulkenin
çesitli bilim kuruluslarindan bir sürü mimar muhendis kemerleri
inceliyormus. Bu adamlardan biri ortalarda dolanirken kazara gizli bir
bolme bulmus. Bolmede uzerinde eski yazi olan bir not varmis.
Uzmanlara inceletilen kagidin orijinal olduğu belgelenmis. Bu kagit parcasi
bizzat Mimar Sinan'in imzasini tasiyan bir mektupmus. Mektupta yazilanlar
tercüme ettirilince ortaya söyle bir metin cikmis.
"Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit tasi asindi ve nasil
degistirilecegini bilmiyorsunuz." Koca Sinan kademe kademe kilit tasinin
nasil degistirileceğini anlatiyormus. Bu oyuk içinde yer alan bir sise ve
sise içindeki notta soyle bir sey yaziyormus:
"Her kim bu tas eskidiğinde yenisiyle degistirmek isterse; eski tasin
yerine takilacak yeni kilit tasinin iki tarafindan yagli iple tasi bir
taraftan sokup oteki taraftan ceksin ve sonra ipin disarida kalan
kisimlarini kessin".
Heyet Sinan'in söylediklerini aynen yapmis. Suleymaniye camisi boylelikle
kurtarilmis. Bu mektup su an Topkapi Sarayi'nda saklaniyormus..
Mimar Sinan 2
1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi mimar ve jeofizikçilerden olusan
bir Japon heyeti Turkiye'ye gelmis. Heyet Imar ve Iskan Bakanligi'ndan izin
alarak ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis.
Ayasofyayi Yerebatan Sarnicini filan gezdikten sonra sira Sinanin kalfalik
eseri Suleymaniye Camisi'yle Sinan'in ogrencisi Mimar Davut Aga'nin eseri
Sultanahmet Camisi'ne gelmis. Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme
yapmislar.
Her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus. Cunkü Japonlar daha ilk
incelemede camilerin gevsek bir zemin uzerine insa edildiğini anlamislar.
Ama bunca yil bu camilerde bir catlak dahi olmamasina akil sir
erdirememisler. Bunun uzerine Tuürkiye programinin gerisini tamamen iptal
edip bu iki cami üzerine yogunlasmislar.
Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti sirasinda bu iki caminin
sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildiği ortaya
çikmis. Minareleri incelediklerinde ise dumurlari ikiye katlanmis.
Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem mekanizmasi uzerine
oturtulduğunu ve her yone yaklasik 5 derece yatabildiğini gormusler.
Daha derin arastirma yapmak için Edirne'ye Sinan'in ustalik eseri Selimiye
Camisi'ne gitmisler. Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur
olmuslar. Selimiye'nin tüm sirlarini aylarini harcayarak cozmüsler.
Japonya'ya donduklerinde ise Sinan'in sirlarini uygulamaya sokarak
sehirlerini Sinan'in kullandigi sistemlerle kurup muazzam gokdelenler
dikmisler. Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda kullanildiklari
cogu sistem yuzyillar önce Sinan'in gelistirdigi mekanizmalarmis.
-------------
Bir gun Selimiye Camii'ne girenler kubbenin altiında bir Japon'un
ayaklarini kibleye doğru uzatmis sirtustu yattigini gormusler Tabii
hemenJapon'u "Burasi kutsal bir yer. Bu sekilde yatmak bizim inanclarimiza
gore saygisizliktir. Lutfen oturun veya ayakta durun" diyerek uyarmislar.
Ancak Japon trans vaziyetteymis gozlerini kubbeden ayirmadan soyle
sayikliyormus:
"Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Hayal
goruyorum. Bu kubbenin orada o sekilde durmasi fizik ve matematik
kurallarina aykiri. Bu imkansiz orada hicbir sey yokorada hicbir sey
yok..."
Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis. Bu nedenle minarelerinin yakin
zamanda yikilacagi farkedilimis. Uluslararasi bir grup bilimadami
toplanmislar. Nasil kurtaririz bu tarihi minareleri diye kafa kafaya
vermisler. Sonucta en son teknoloji olan :-):-):-):-)l kelepcelerle minarelerin
temellerini sabitlemenin en iyi cozum olduğuna karar vermişler. Minarelerin
temellerini acinca koymayi dusundukleri kelepcelerin aynisiyla
karsilasmislar. Mimar Sinan bilmem kaç yüzyil once ayni seyi dusunmus
megerse
Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o genisliğe oturtmak için 13
bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana isleminden farkli
besinci. bir islem yaratarak cozdugu soylenir. Ayrica minarelerin
serefelerine cikanlarin yolda birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir
dehanin urunudur. Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev kurede
kullanmislar. Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki minarelere yuzyillar
once monte edebilecek bir dehadir. Almanlarin dehasi ise o cirkin :-):-):-):-)l
yiginina Selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir..
ByWithin Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ByWithin
Yönetici
Yönetici
ByWithin
Cinsiyet:
DaimiForum - Mekansızların mekanı
Yaş : 44
Kayıt tarihi : 15/11/08
Mesaj Sayısı : 489
Mekanı : Mekansız
https://daimiforum.yetkin-forum.com
MesajKonu: Geri: gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ Icon_minitimeCuma Ara. 12, 2008 6:52 pm

İstanbul devamlı bir su problemi içerisindedir. Bu problemin çaresi
asırlar önce Kanuni zamanında Mimar Sinan'ın günlerinde konuşulmuş
ve en büyük çare Sinan'la bulunmuştur. İstanbul'un o günkü nüfusu
çoğalınca Kanuni Sultan Süleyman Sinan'ı çağırır der ki:
"Mimarbaşı halkımız su ihtiyacı içinde. Bir at yükü suya çok miktar
akçe ödüyorlar. Acaba halkımızın bu su ihtiyacını karşılamak için
bir şeyler düşünmez misiniz?"

Mimarbaşı der ki:

"Sultanım siz müsaade buyurun ben İstanbul'un çevresini bir
dolaşayım dışarıda mevcut sulan İstanbul'a getirmenin mümkün olup
olmadığını bir inceleyeyim ve ondan sonra size bir cevap veririm."

Ve Sinan Ağa atına biner yanına yardımcılarını da alır Çekmece'den
başlayarak kıyılan dolaşır Beşiktaş'a kadar İstanbul’un kıyılarında
dereleri akan sulan tespit eder. Bu suların önü örüldüğü baraj
yapıldığı takdirde nereye kadar yükselir nereden nereye kemer
yapılarak İstanbul'a getirilebilir bunun günlerce hesabını yapar ve
Kanuni'nin huzuruna çıkar. Sultan sorar:

"Mimarbaşı İstanbul'a su getirmek mümkün müdür?" Mimarbaşının cevabı:

"Beli sultanım mümkündür. Ancak çok ağır bir şartı var."

"Nedir o mimarbaşı?"

"Sultanım altın dolu keseleri uç uca dizmek şartıyla ancak
İstanbul'a su gelebilir."

Kanuni'nin cevabı şu olur:

"Mimarbaşı sen İstanbul'a su getirmenin mümkün olup olmadığını söyle.
Eğer mümkünse ben keseleri uç uca değil yan yana dizmeye razıyım."

Bunun üzerine Mimar Sinan kolları sıvar ve İstanbul'un dışındaki
sulan Kağıthane civarında belli yerlerde toplar oradan da dere
içlerine büyük geçitler yaparak İstanbul'a getirir ve şehrin belli
meydanlarında umumi çeşmeler yaparak suyu akıtır. Bu çeşmelerin
tamamı da kırkı bulur. Ve Kırk Çeşme suları akmaya başlar.

O güne gelinceye kadar musluk gibi bir adet olmadığı için sular boşa
akıp gitmektedir. O gün çok pahalıya mal olan suyu artık bostanlara
yollara akıtmak istemiyorlar ve ilk defa İstanbul'da lüle dedikleri
musluğu çeşmelere koyuyorlar.

Su böylesine pahalıya geldiği ve kıymet kazanmaya başladığı için
Kanuni bir ferman çıkarır der ki: "İstanbul meydanlarındaki umumi
çeşmeler halkın malıdır. Hiç kimse bu çeşmelerden gizlice yeraltından
evine su alamayacaktır."

Bu umumi kaidenin bir istisnasını da koyar Kanuni. O da özel olarak
Sinan'a iletilir. Denir ki: "Sen İstanbul'a böylesine güzel bir
çalışma sonunda kırk çeşme sularını getirdin. Sen evine özel olarak
bir lüle su alabilirsin."

Ve Süleymaniye civarındaki meydan çeşmesinden Sinan'ın evine özel
olarak yol yapılır ve su akıtılır. Böylece Mimar Sinan evinde özel
suyu olan tek kişi olur.

Mimar Sinan Şehzadebaşı Camiini Süleymaniye Camiini ve Edirne'deki
Selimiye Camiini yaptıktan -sonra yaşlanır. Devir hep öyle
geçmemiştir. İtibarının yüksekte olduğu devirde kendisinin kıymetini
takdir edenler bir bir bu dünyadan göçmüşlerdir. Kanuni vefat
etmiştir yerine başka padişahlar geçmiştir. Ve Sinan 99 yaşına
gelmiştir. Çevresindeki dostları göçtüğü için de kendisi İstanbul’da
adeta yapayalnız kalmıştır. Ve yeni bir nesil yetişmiştir.

Bir gün Sinan'ın kapısına birisi gelip dayanır. Kapıyı çalar. Sinan
bastonuna dayanarak kapıyı açar "Buyurun" der.

Gelen meçhul ihsan "Ben Topkapı Sarayı postacısıyım. Sizi divana
çağırıyorlar. Herhalde bir soruşturmaya tabi tutulacaksınız" der.

Sinan Ağa bu ihtiyar halinde dostlarının tümünün göçüp gittiği
kendisini eserleri inşaat halindeyken görenlerin kalmadığı bu ihtiyar
dünyada "Acaba Topkapı Sarayına niye çağırılıyorum?" diye bastonuna
dayana dayana gider.

Saraya girer orada bir soruşturma heyeti kurulmuştur: Kadılar
ulemalar müftüler o günün vükelası. Sinan'a şöyle derler: "Sinan
Ağa hakkında şikayet var. Eve su almak yasak olduğu hiç kimse evine
özel olarak su almasın' diye padişah fermanı olduğu halde sizin
evinizde özel su varmış."

"Evet" der "Cihan Padişahı bana öyle özel olarak müsaade etmişti.
İstanbul'a yaptığım su hizmetinden dolayı sadece benim şahsıma su
müsaade etmişti de almıştım."

"O zaman şu müsaadenizi ferman görelim de ses çıkarmayalım. Kimseye
verilmemesine rağmen sizinki devam etsin."

Sinan'ın cevabı şu: "Ben o zaman Cihan Padişahından ferman istemekten
hicap etmiştim. Fermanım falan yok ama su benim evimde akıyor."

Divan müşkül durumda kalır konuşmalar olur: "Sinan büyük hizmetler
etmiştir evinde suyu aksın." Oradan başkaları cevap verir: "Bu Âl-i
Osman'a hizmet eden sadece Sinan mı? Sinan gibi daha nice hizmet
edenler vardır. Ya onların da evine özel su verilsin ya da Sinan'a
da bu ayrıcalık tanınmasın."

Divanda uzun münakaşalar olur son olarak verilen karar şudur: "Sinan
gibi diğer hizmet edenlerin de evine su bağlanamayacağına göre
Sinan'a verilen su kesilmeli fakat şimdiye kadar kullandığı su
fermansız kullandığı için bir cezaya mucip olmamalıdır."

Ve bu karardan sonra Sinan evine gelir. Üzgün bezgin fakat fazla
müteessir değil. Çünkü Sinan hizmetini Allah için yapmıştır.
Kendisine bir ayrıcalık tanınsın özel bir mükafat verilsin diye
değil.

Ve Sinan 100 yaşına girerken hastalanır yatağa düşer. Vefat sırasında
bir bezi suya batırıp da dudağına çalmak isterlerken bakarlar ki
evindeki musluktan su akmıyor. İstanbul'a su getiren Sinan susuz
evde vefat eder. Vefat sırasında bu olayı başında konuşanlara verdiği
cevap enteresandır:

"Biz hizmetimizi dünyada bir bardak suya satacak kadar menfaat
düşkünü değiliz. Biz hizmetimizi Allah için yaptık ve mükafatını da
ahirette bekliyoruz. Dünyada evimize su verilmediği için müteessir
değiliz."

Bu olayın bizlere verdiği mesajlar vardır. Dünyaya şana şöhrete
dosta ahbaba arka olmalara fazla güvenmemeli. Dünya öyle
güvenilecek insanlar öyle bel bağlanacak kadar vefalı değillerdir.
Şartlar değişir bugün sırtımız çok sağlam yerde olur çok itibarlı
insanlarla yakınlığımız olur. Ama yarın bir de bakarız ki onların
hepsi göçüp gitmiş biz de dayanacak kimse bulamamışız.

Derler ya: "Duvara dayanma yıkılır insana güvenme ölür." Öyleyse
fani şeylere dayanmamalı fani şeyleri gaye edinmemelidir. Allah'a
dayanmalı Allah'a güvenmeli ve yaptığımız hizmetleri de Allah rızası
için yapmalıyız. İnsan bu tecelli karşısında hayıflanmaktan
kurtulamıyor:

"Hey gidi dünya hey. İstanbul'u suya kavuşturan Sinan susuz evde
vefat ediyor."
__________________
ByWithin Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

gerÇek Bİr Dahİnİn ÇÖzÜmlerİ

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DaimiForum :: Güncel Hayat :: Güncel Haberler :: Bilim ve Teknoloji Haberleri -